10.1.15

Yeni Mekan Keşfi: Minoa Cafe & Bookstore

Yeni mekanlar keşfetmeyi seviyorsanız ve iyi bir kitap okuyucuysanız gitmeniz gereken mekanı buldum. Akaretler - Vişnezade'de yer alan Minoa Cafe & Bookstore. Beşiktaş Spor Kulubü'nün hemen karşı köşesinde yer alan bu cafe, İstanbul'un yenilerinden.

Sahibi Petek Hanım dünya tatlısı bir bayan. Yaklaşık 4 - 5 ay önce eşiyle birlikte açmışlar bu sevimli mekanı. Hem içinde çok özel kitaplar var, hem de leziz tatlılar, özel kahveler. Bir kitabevindeki gibi aradığınız her kitabı bulamayabilirsiniz ama aramadığınız her kitap burada. Varlığından haberdar olmadığınız harika eserler, kataloglar, yemek kitapları, çizgi romanlar...

Bir de tabi Türk edebiyatının olmazsa olmaz, nokta atışı eserleri de bulunuyor. İyi kitap okuyucularını fazlasıyla tatmin edecek bir yer.

4 masadan oluşan bir de minik kafesi var. Bir kahve firmasıyla anlaşıp ürünlerini sınırlandırmamış Petek Hanım, bunun yerine beğendiği çeşitli kahveleri marka kısıtı olmadan burada sunmayı tercih etmiş. Yani kitaplar nasıl özenle seçildiyse, kahveler de aynı özenle seçilmiş ve hazırlanıyor...

Menüsünde farklı lezzetler var, atıştırmalık için de tercih edilebilir, ana yemek için de. Biz beyaz peynirli tostunu denedik, oldukça lezzetliydi. Hatta tavsiye ettiğim arkadaşlarım da çok beğenmişler. Sunumları da gayet hoş ve mütevazi.

Mekan hakkında daha fazla bilgiye http://bit.ly/1DJl0gW sayfasından ulaşabilirsiniz.

Yeni keşiflerde görüşmek üzere.

7.1.15

Ben Bu Ülkede "Yaşamak" İstiyorum

Herkesin dilinde, birçok kişinin Facebook iletisinde, son yıllarda hep aynı laf:
"Ben bu ülkede yaşamak isteMİyorum!"

Hayır canım, söylem tam tersi olmalı, başlıktaki gibi olmalı aslında. Zaten biz bu ülkede "yaşamıyoruz" ki! İdare ediyoruz, yaşamaya çalışıyoruz, alttan alıyoruz, görmezden geliyoruz.

Doğru cümle, "Ben bu ülkede yaşamak istiyorum, festivallerle, kutlamalarla, güzel haberlerle, başarılı insanlarla birlikte yaşamak istiyorum"

Kaçmayalım bu güzel ükeden, her yanında ayrı bir değer olan bu topraklardan. Savaşmayalım, konuşalım; sinirlenmeyelim gülelim; kavga etmek yerine oturup sohbet edelim. Evet belki siyasilerle bunu yapmak zor, evet onlara ulaşmak çok zor. Biz kendi içimizde, dilimizde bir olalım, beğenmediklerimizi, -siyasi isimler olsa bile- asimile edelim.

Biz bu ülkede "yaşamak" isteyelim, yeter ki "yaşamak" çabasını verelim.